Tan yeri ağarırken, Bitlis`in Tatvan ilçesine yaklaştıkça Asurluların “Nairi Ülkesinin Yukarı Denizi” dediği, Yaşar Kemal`in ise bu ifadeyi teyit edercesine “Van Gölü, Van Gölü değil, Van Denizi. Öylesine geniş ki, denizden başkası yakışmaz” sözleriyle anlattığı eşsiz Van Gölü`nün maviliğiyle karşılaşıyoruz. Yaşar Kemal`in “Dünyada hiçbir göl, hiçbir deniz, hiçbir su Van Gölü`nün maviliğinde olamaz. Masmavi… Deli eden bir mavilik. Ne gökyüzünde vardır öyle bir mavi, ne de başka bir yerde. Bir tek mavi uyar bu maviye: Diyarbakır ovasındaki çiçeklerin mavisi. Bir de bir camı kırıp kesitine bakın, işte o mavi” diye eklediği bu doğa harikası boyunca keyifli bir yolculuk yapıyoruz.
Gevaş ilçesini geçtikten sonra, Van`ın gözbebeği olan yemyeşil Edremit`e ulaşıyoruz. Burada ünü ülke sınırlarını aşmış olan Van Kahvaltısı`nı yaparak güne güzel bir başlangıç yapıyoruz. Kahvaltının ardından, farklı gözleri ve bembeyaz tüyleriyle diğer kedilerden ayrılan, yüzmeyi çok seven ve sahibine bağlılığıyla tanınan dünyaca ünlü Van Kedilerini görmek için Kedi Evi`ni ziyaret ediyoruz.
Ardından kaynağını Tendürek Dağı`ndan alan Bendimahi Çayı üzerinde bulunan ve her mevsim ayrı bir güzelliğe bürünen Muradiye Şelalesi`ne doğru yola çıkıyoruz. Burada çay ve kahve molası vererek şelalenin huzur verici atmosferinin keyfini çıkarıyoruz.
Urartuların mirası olan muhteşem gümüş işçiliğinin örneklerini sunan bir gümüş atölyesini ziyaret ediyoruz. Burada otantik takılar arasında alışveriş yaparken çay molası veriyoruz. Ardından, efsaneye göre Asur kraliçesi Semiramis`in karşılıksız bir aşkla bağlandığı “Ara” adlı yiğit bir komutanın onuruna inşa ettirdiği Van Kalesi`ne geçiyoruz.
Kalede, Urartuların “Hazine Kapısı” ya da yöre halkının deyimiyle “Analı-Kız” olarak adlandırdığı açık hava tapınağını ziyaret ediyoruz. Daha sonra, tanrıça Tuşpuea`nın ismini verdiği tarihi Tuşpa kentine doğru ilerliyoruz. Burada, Kral Sarduri`nin inşa ettirdiği Sardur Burcu`nu gördükten sonra Urartu Kralı I. Argişti`ye ait 2.800 yıllık kaya mezar odasını ve çivi yazılarını incelemek için kaleye tırmanıyoruz.
Mezar odasında, Urartu uygarlığının tarihi, kültürü, dini, panteonu ve ölü gömme geleneklerini dinledikten sonra kalenin zirvesine doğru yürüyüşe devam ediyoruz. Zirveden, Van`ı 360 derece görebileceğimiz muhteşem bir manzaraya tanıklık ediyoruz. Bu eşsiz manzara eşliğinde Ulu Cami, Kızıl Minare, Kaya Çelebi, Hüsrev Paşa Camii ve bir dönem Said Nursi`nin baş müderrislik yaptığı Horhor Camii`ni izleyerek eski Van`a dair hikâyeleri dinliyoruz.
Daha sonra, Van Denizi`nin nazarlığı olarak bilinen ve badem ağaçlarıyla süslü Akdamar Adası`na doğru yol alıyoruz. Öğle yemeğinin ardından, Akdamar İskelesi`nden tekneye binerek yaklaşık 30 dakikalık bir mavi yolculuğun ardından adaya ulaşıyoruz. Adaya ve kiliseye adını veren Tamara`nın hüzünlü aşk efsanesini dinlerken bu büyüleyici atmosferde kayboluyoruz.
Ortaçağ Ermeni mimarisinin başyapıtlarından biri olan Akdamar Surp Haç Kilisesi`ni ziyaret ediyor, kilisenin duvarlarındaki Tevrat ve İncil`den alınmış taş işlemeler ile ikonografi sanatının en güzel örneklerini inceliyoruz. Adada yapacağımız yürüyüş ve kısa bir çay-kahve molasının ardından, bizi bekleyen teknemize binerek Van`a geri dönüyoruz.
Van Denizi`nin eşsiz maviliği eşliğinde yolculuğumuza devam ediyoruz. Bitlis, Siirt ve Batman illerinden geçerek siz değerli misafirlerimizi aldığımız noktalara tekrar bırakıyoruz. Burada siz değerli misafirlerimizle bir dahaki ARİNTUR gezisinde buluşmak dileğiyle vedalaşıyoruz.